PhotobucketTELİF HAKLARI / "Bu Blog İnternet sitesindeki eserlerin, 05.12.1951 tarih ve 5846 sayılı FİKİR VE SANAT ESERLERİ KANUNU uyarınca eserden kaynaklanan mali ve manevi hakları eser sahiplerine aittir, izinsiz kullanılamaz." />>devam


6 Eylül 2007 Perşembe

*Giovanni GUARESCHİ'den bir MİZAH öyküsü*

"JOZEFIN TEYZEM"

Jozefin teyzem bugün habersiz çıkageldi. Kendisini dört seneden beri görmemiştim. Kapıyı tesadüfen karım açtı. Jozefin teyzem her zamanki gibi fikrini söylemekten çekinmedi :
-Üçtür çalıyorum, dedi. Sizin gibi hizmetçiyi ben evimde bir gün tutmam, hemen deflerim. Siz ne biçim hizmetçisiniz?
Karım şaşkın:
-Hizmetçi değilim, diye kekeledi. Yeğeninizin karısı...
Jozefin teyzem lafını kesti:
-Öyle mi? Peki!
Yürüdü, karşısına çıkan ilk kapıya saldırdı.
Karım telaşlanarak:
-Affedersiniz efendim, dedi, orası banyo...
Jozefin teyze açıp baktığı için sert bir sesle:
-Gördük, diye cevap verdi. Rabıtalı bir evde böyle şeyler olmaz. Ayakyolu daima solda bulunur.
Jozefin teyze başka bir kapı açtı. Bu sefer karşısına bir süpürge, bez ve fırça ordusu çıktı.
Sabrı tükenen teyzem Giovanni' nin nerede olduğunu sordu. (Giovanni! yani bendeniz!)
Sesi hiç de tatlı değil. . .
Solukları çalıştığım yere kadar geliyor.
Dışarıya atılıp teyzemi saygıyla karşıladım:
- Teyzeciğim, karımı daha tanımıyorsun, dedim, görüşmeyeli dört yıl oldu, ama karım. . .
Teyzem lafımı kesti:
-Bunu daha sonra konuşuruz.
Önce, seni konuşalım.
-Olur, teyzeciğim.
-Doktoradan vaz mı geçtin?
-Teyzeciğim. . . diye kekeledim.
-Çok fena etmişsin, diye homurdandı. Çok kötü bir yola sapmışsın.
* * *
On iki seneden beri meslek sahibi olduğumu, on seneden beri muntazam bir işe kavuştuğumu, üç seneden beri de aile reisliği ettiğimi kendisine anlatmaya çalıştım. Artık bundan sonra doktora yapmaya kalkmak delilik değil de neydi? Zaten doktora için hangi fakültenin, hangi branşına heveslendiğimi bile artık hatırlayamıyorum.
Teyzem bütün bu laflara karşılık gene:
-Çok kötü bir yol, diye dayattı. Eminim, hâlâ sokağa şapkasız çıkıyorsundur.
Kızararak başımı önüme eğdim.
Jozefin teyze derin derin içini çektikten sonra karıma ilk defa bakmaya lütfen tenezzül etti.
Saplı gözlüğünün arkasından kadıncağızı uzun uzun didikledi, odanın içinde yürüttü, döndürdü, eğiltti,kaldırdı.
Sonra kafasını sallıyarak "Höm.!. . " demekle yetindi.
Konuyu değiştirmek için teyzeme bir erkek evladımız olduğunu müjdeledim.
-Neee? Bir çocuk mu? İkinizden öyle mi? İmkanı yok.!.. diye bağırdı.
* * *
Bizim hatun gitti oğlanı getirdi.
Teyzem oğlumuzu uzun boylu gözden geçirdikten sonra tekrar kafasını salladı:
-Mesele soyu sürdürmek idiyse erkek doğurmak neyin nesi? Kızlar bu işe bin kere daha yatkındırlar. .
Oğlumun anası kekeliyerek:
-Ama teyzeciğim, elden ne gelir, nasıl yapılır... demeye kalkıştı.
Jozefin teyze göğsüne vurdu:
-Böyle yapılır işte, dedi. Ben erkek miyim?
Teyzemi yumuşatmak için:
-Ah teyzeciğim, nerede sizin zamanlarınız! . . . diyecek oldum. . .
Artık cevap bile vermedi.
* * *
Teyzem bir az daha oturdu... Yani; apartmanımızın fazla yüksekte olduğunu, radyodan nefret ettiğini, içkinin insana dokunduğunu anlatacak kadar oturdu.
Sonra böylece her şeyi konuştuğuna emin olunca ayağa kalktı.
Onu kapıya kadar götürdüm.
Eşikte bir an durdu, kafasını sallaya sallaya bir vakit baktı; sonra çantasından; zayıf, siyahlar giymiş bir kadının resmini çıkarttı.
-Tam sana göre bir kadın bulmuştum halbuysa... dedi. Kibar, genç bir kız. Babası üniversitede profesördü. Doktoranı kolaylıkla yapabilecektin. Şimdiden güzel bir kızı da var...
Merdivenden inmeye başlarken de:
-Neyse,. dedi, yine aklında olsun.. .
-Olur teyzeciğim, dedim, aklımda olsun yaaa!...


 
Giovanni GUARESCHI
...... oOo



MİZAH VE ŞİİR'e yeniden dönmek için "TIK" layınız!..

L@hm@cun

L@hm@cun
* L@hm@cun_mizah öykü - Blog İnternet Sitesi'nde yer alan ürünlerin; *haber, tanıtım v.b. durumlar dışında / 2. şahıslarca –herhangi bir biçimde- yayımlanması _ kullanılması izne bağlıdır ve yasaların öngördüğü haklara sahiptir. ***--> L@hm@cun.*mizah.öykü*....İLETİŞİM ADRESİ--> mizahvesiir@gmail.com