PhotobucketTELİF HAKLARI / "Bu Blog İnternet sitesindeki eserlerin, 05.12.1951 tarih ve 5846 sayılı FİKİR VE SANAT ESERLERİ KANUNU uyarınca eserden kaynaklanan mali ve manevi hakları eser sahiplerine aittir, izinsiz kullanılamaz." />>devam


15 Ekim 2007 Pazartesi

*yazarımız Ali KOÇ'un kaleminden...*

TOPRAK BAŞINA
Köyün birinde Musa, hanımı Yeto bir de kızları Fade varmış. Bunlar mutlu bir şekilde geçinip gidiyorlarmış.
Gel zaman git zaman; derken, aradan yıllar geçmiş.
Musa ve Yeto’nun kızları Fade yetişkin çağına gelmiş. Heyhat ki, ailenin huzurlu ve güzel günleri birden bozulmaya başlamış.
Fade evin artık yetişkin kızı olunca, evin her işini görür, baba ve anasına hizmette kusur etmezmiş.
Her ne olduysa, kızcağız ergenlik çağına gelince olmuş.
Fade evlerinin önündeki köy çeşmesine su almaya gidince birden bir kuş çeşmenin başına gelip konuyormuş. Fade su doldururken kuş dile geliyormuş;
“-Toprak başına, toprak başına; herkes kocaya gitti, sen ne zaman kocaya gidecen?” deyip uçup gidiyormuş.
Kızcağız bu sözlere üzülüp ağlıyormuş, günden güne eriyip bitiyormuş. Babası ve anası da kızlarının bu haline çok üzülüyorlarmış;
“-Acaba bizim kızın ne derdi var ki böyle günden güne eriyip bitiyor?” diye kara kara düşünmeden edemiyorlarmış.
Günlerden bir gün Fade yine su almak için köyün çeşmesine gidince, peşisıra bir komşu kadın da su almaya gitmiş.
Tam o sırada kuş yine gelmiş, çeşmenin başına konmuş. Her zamanki gibi;
“-Toprak başına, toprak başına!..” deyip, uçup gitmiş.
Komşu kadın kuşun kıza söylediklerini duymuş. Kadın koşarak gelmiş, kızın anası Yeto’nun karşısına dikilmiş. Demiş ki;
“-A, anam; sen demiyor musun bizim kız her geçen gün biraz daha kötülüyor?”
Yeto da çaresizce karşılık vermiş;
“-Ne bilem aney ne bilem, ne derdi varsa bize bir şey söylemiyor.!.”
Kadın, olanı biteni anlatmaya çalışmış;:
“-Ben Fadenin ardı sıra suya gidiyordum. Fade suyu doldururken bir kuş geldi çeşmenin başına kondu. Fade’ye, ‘Toprak başına toprak başına, herkes kocaya gitti sen ne zaman gidecen?’ diyip uçtu gitti. Sizin kız da ağlayarak, boynunu bükerek çeşmeden ayrıldı.”
Bu olayı duyan babayla anne uzun süre düşünmüşler ve tek bir çare gelmiş akıllarına ... Köyü terk edip başka uzak yerlere gitmeye karar vermişler.
Bir iki gün içinde hazırlıklarını görmüşler...
Baba Musa, anne Yeto ve Fade köyde komşularıyla helalleşip, köyden ayrılıyorlar...
Bir iki gün konup göçüyorlar, ta ki köyden epeyce uzaklaştıklarına kanaat getirdikten sonra, uygun buldukları bir yere yerleşmeyi düşünüyorlar.
Aşırı yorgunluktan, konakladıkları ilk yerde uykuya dalıyorlar.
Fade uykusunda bir rüya görmüş, rüyasında aksakallı dede kendisine;
“-Kızım senin nasibin biraz ilerde göreceğiniz bir kulübede yatıyor.” demiş ve demesiyle kaybolmuş..
Fade Kız o an irkip uyanıyor. Kendi kendine ağlıyor. Annesine, babasına olanlar anlatıyor. Bunu duyan anne baba yola devam ediyorlar...
Az ilerde, aksakallı dedenin tarif ettiği kulübe görünüyor.
Kulübenin önüne gelince bir nefes alıyorlar.
Baba Musa kulübenin etrafına bir göz atıyor, kulubenin kapısını zorlayarak açmaya çalışıyor ama açılmıyor; hanımı Yeto deniyor o da açamıyor.
Fade; “-Anne bu benim kaderim, bir de ben deneyeyim.” deyip, kapıyı kolayca açıyor.
İyi de, Fade adımını içeri atmış, kapı tekrar kitlenmiş.
Anneyle baba dışarıda, Fade kız içeride kalmış. Fade içerde, annesiyle babası dışarıda ağlamaya başlamışlar..
Sonra anası sormuş, “-K,ızım içeride ne var ne yok bize söyle!”
Kızcağız içerden seslenmiş; “-Ana bir kuru mezardan başka bişey yok!.”diye...
Annesi kızına; “-Senin kısmetin o mezarda, onun başını bekle!” deyip, köylerine geri dönmeye karar veriyorlar..
Kız ağlarken gördüğü rüya aklına geliyor ve, “-Ben bu mezarın başında bekleyecem!” deyip mezarın başında bekliyor.
Bir gün on gün derken zaman akıp gidiyor.
Otuz dokuz gün dolunca kulağına bir sesler gelmiş, durup can kulağıyla dinlemiş. Bu sesler, o sıra yoldan geçen bezirgânlara aitmiş. Durumu anlayınca can havliyle avazı çıktığı kadar bağırmış;
“-Bezirgân başı bezirgân başı, yok mu bana bir can yoldaşı!..’.
Bunu duyan Bezirgânbaşı adamlarına emir veriyor. Kervanın en arkasında yürüyen kara kuru, cılız kızı can yoldaşı olarak Fade’ye gönderiyor.
Kara kız kulübenin önüne gelince kapı açılmış ve içeri girmiş. Hal hatır sorulduktan sonra Fade, gelen konuğu GULİŞ’e demiş ki;
“-Kız anam otuz dokuz gündür bekledim. Bu gün de sen bekle, ben de biraz olsun uyuyayım.”
Fade uykuya dalmış.Guliş beklerken mezar ortadan ikiye ayrılmış. İçinden babayiğit, yakışıklı bir genç çıkmış. Mezarın başında bekleyen kıza; “-Senin adın ne?” demiş.
Kız da; “-Benim adım GULİŞ.!” demiş.
Adam Guliş’e, “-Sen benim helalliğimsin!” demiş. Uyana Fade’ye de, “-Sen benim anam, bacımsın!” demiş.
Guliş sevinmiş, Fade de üzülmüş. Çünkü; “-Ben otuz dokuz gün bekledim, Guliş bir gün bekledi kısmet ona çıktı.”diye düşünmüş.
Delikanlı;
“-Çarşıya gidiyorum, size neler alayım?” deyince, Guliş şöyle demiş:
“-Kutnu kumaş, ayna, tarak.” demiş ve aklına ne gelirse istemiş.
Fade de; “-Bana bir sabır taşı bir de kalem tıraşı getirirsen yeter!.” demiş.
“-Olur mu bacım, Guliş her şeyi istiyor; sen de ne istersen alayım!” diye diretmiş delikanlı.
Fakat Fade başka bir şey istemiyor.
Delikanlı çarşıdan, Guliş’in ve Fade’nin dediklerini de alıp dönüyor.
Fade sabır taşını ve kalem tıraşını alıp, köşeye çekiliyor.Başlıyor sabır taşına, “-Sen mi sabır ben mi sabır?!.” diyor, kalem tıraşını kendine saplayacağı zaman delikanlı elinden tutuyor;
“-Derdin ne Fade, niye böyle yapıyorsun?” diye soruyor..
Fade sitemle diyor ki;
“-Niye yapmayayım, ben otuz dokuz gün gözümü kırpmadan senin mezarını bekledim. Guliş seni bir gece bekledi. Sen mezardan kalktın onu helallığına aldın, beni de anan bacın ettin. Ben ölmeyeyim de kim ölsün?.“
Fade kız durumu anlatınca delikanlı;
“-Madem öyle, o zaman Fade sen benim helallığım ol, Guliş de anambacım olsun!” der.
Kırk gün kırk gece davul zurna çalınmış, düğün kurulmuş ve gençler muradına ermişler.
Onlar ermiş muradına biz çıkalım kerevetine…
................ –BİTTİ-

L@hm@cun

L@hm@cun
* L@hm@cun_mizah öykü - Blog İnternet Sitesi'nde yer alan ürünlerin; *haber, tanıtım v.b. durumlar dışında / 2. şahıslarca –herhangi bir biçimde- yayımlanması _ kullanılması izne bağlıdır ve yasaların öngördüğü haklara sahiptir. ***--> L@hm@cun.*mizah.öykü*....İLETİŞİM ADRESİ--> mizahvesiir@gmail.com