FIRFIR 'DAN SEÇTİKLERİMİZ: FIRFIR’ca _Tekin ARAL KALDIĞIMIZ YERDEN...
Olanı biteni hepiniz biliyorsunuz... Rezilliğin bininin bir para olduğu, böylesine üçkağıt ve kokuşmuşlukla dolu bu konuda,hâlâ bir şeyler yazma durumunda olmak inanın artık midemi bulandırıyor...
Fırt ve Gırgır'ın nasıl yağmalanmaya çalışıldığı, yazar çizerlerinin eserlerinin, el emeklerinin, göz nurlarının, bir takım güçlerin de omuzlamasıyla nasıl gasp edildiği, dahası siz milyonlarca okurun da kandırılıp nasıl talan edilmeye çalışıldığı artık KABAK gibi apaçık ortada duruyor, görülüyor.
Biz hep birlikte bunca yıl kimleri gördük, kimlerle mecelleştik... Oğuz Aral'ın deyimiyle silah satıcısı Kaşıkçı'nın sol kaşşığı olan Babıali'nin turfanda patronu bize vız gelir tırıs gider.
Hakkımızda yazdırdığı, hepsinin KESİNLİKLE TEK TEK HESABININ SORULACAĞI birtakım komik ve acınacak yazıları cevaplamayı gerekli bile görmüyorum. Zaten vatan haini Aral kardeşlerden Oğuz Aral, Avni dergisinin son sayısında bu konuda söylenebilecekleri söyledi. Bu zatı muhteremlerin dillerini pabuçlarına soktu.
Bir gazete ya da dergi sahibi, kendisine mangır getiren bir MANDIRA gibi gördüğü malını. yani gazetesini, dergisini satabilir... İçerdekilerin onurlu sanatçılar, yazar çizerler olduğunu düşünmeyen, onları biraz da kendisinin sağabileceği sağmal inek sanan bir üstün-zeka (!) ve avanesi de bu malı satın alabilir. Tüm bunlara kimsenin bir diyeceği olamaz...
Ama bu işin en önemli bölümü, gasp edilen eserlerimiz, çizgilerimiz, yazılarımızdır... Ve de onlarla şu anda sahte Fırt ve Gırgır'lar çıkarılmaktadır.
Bu ülkede SAHTE PARA basıp piyasaya sürmenin cezası vardır... Ama aynı yolla DERGİ BASIP piyasaya sürmenin cezası yok sanılmaktadır...
Oysa vardır... Bu ceza da kendilerine mahkemelerden önce siz okurlar tarafından verilmiştir. Çünkü her hafta bastıkları onca dergi. kağıt fabrikalarına geri dönüp, kağıt hamuru olmayı beklemektedir.
"Avni benim!.., Arap Kadri benim!.. Stero Seyfi benim!..."...Bizim taze uyanığın gülünesi ve açması iddiaları bunlar....
Bizim, sekreterimiz, halkla ilişkiler müdiremiz, kardeşimiz, temel direğimiz bir Mevhibe'miz vardır... Bunca olan biten arasında ilk hamileliğini yaşıyor... Ve de doğurdu doğuracak... Yani eli kulağında...
Geçen gün gene bu konuları konuşurken birden aklımıza geldi...
"Yahu Mevhibe, dedik... Olmayacak şey değil... İnsanlar otomobillerde bile doğum yapıyor... Ola ki sen de doğumunu hastanelere yetişemeyip dergide yapsaydın... Bu dergide yapılan her şey bana aittir, benimdir!. Diye bağırıp çağıran bu uyanık senin çocuğa da sahip çıkacaktı..."
Ve hep birlikte güldük....
Uzun sözün kısası...
Bundan 14 yıl önce, şimdi bir bölümünü de rahmetle, sevgiyle andığımız arkadaşlarımızla bir dergi çıkardık! Ve elele, omuz omuza, yürek yüreğe o dergiyi 14 yıl tüm onuruyla ayakta tuttuk...
Şimdi aynı dergiyi tekrar çıkarıyoruz... Gene birlikte...
Elele, omuz omuza, yürek yüreğe!..
FIRFIRCAKALIN...
........................ Tekin ARALkaynak:FIRFIRCA- YIL:14, Sayı:1, tarih: o5 Aralık 1989,